---YAZI:FATİH AŞAN========================FOTOĞRAF:HÜSEYİN AŞAN---Aşan Yazılım2007---
“En baştaki, devlet otoritesini temsil eden aracın hemen ardından, “En baştaki, devlet otoritesini temsil eden aracın hemen ardından, trampetlerinin sesleri ile, binlerce yıl süren, cihan davasının eseri, yolculuğumuzun ve maceralarımızın mest eden yorgunluğunu kalbimizin en derin köşelerinde hissetmemizi sağlayan askeri bando, tüm haşmetiyle, dört dörtlük bir düzende ilerliyordu. Artlarından gelen insanların ellerindeki fenerler bin yıldır tekrarlanan bu yürüyüşün en parlak bir şekilde, bir milletin mücadele gücünün sembolü haline gelmesine olanak tanıyordu. Tüm caddeyi dolduran, alkışları ve sloganları neredeyse kulakları sağır edici hale gelen, coşkulu yürüyüş kolu ve fener alayı “Salihli Kent Meydanı”na doğru ilerliyordu. Ben de oradaydım ve tarihe yön veren bir milletin yarattığı cumhuriyet destanının 84.yılı sebebi ile yapılan “fener alayı”nı, derin bir hayranlık, ve bu milletin bir ferdi olmanın büyük gururunu kalbimde taşıyarak alayı müteakiben ilerliyordum.”
Kesin tarihi bilinmemekle beraber, “fener alayı”nın köklerinin binlerce yıl öncesine gittiği tahmin edilmektedir. Günümüzde sahip olduğumuz bilgilere göre, özetle diyebiliriz ki; “Fener alayı”, büyük, önemli şehirlerin fetihlerinden, daha doğrusu şehri düşürmek için yapılacak umumi taarruzdan bir önceki gece yapılan bir etkinlikti. Özellikle bunların arasında, İstanbul’un Fethi’nden bir gün önce(yani 28 Mayıs 1453’te) yapılan, 200 bin kişilik ordunun meydana getirdiği fener alayı meşhurdur. Tüm bunlara ek olarak “fener alayı” birçok kez, büyük kutlamalarda, tüm ulusu etkileyecek güzel olaylarda, devletin büyük başarılarından sonra oluşturulmuştur. Osmanlı Padişahlarından Dördüncü(?) Mehmet’in şehzadesinin sünnetindeki dillere destan kutlamalarda dahi “fener alayı”nın yer aldığını belirtmek doyurucu bir örnek olacaktır sanıyorum.
Yurdumuzda da yıllardan beri hemen her sene “Cumhuriyet Bayramları”nda yapılmakla beraber fener alayının bu seneki durumu farklıydı. Gerek son günlerde hepimizin yüreğini dağlayan hain saldırılar, terör olayları olsun(ki bu yürüyüşte atılan sloganlar arasında da birçok kez PKK’ya ve teröre edilen lanetler yer almıştır), gerekse günümüzde yaşanan bazı diğer olaylar bu etkinliğe katılımı kesin ve dikkate değer derecede arttırmıştır. Böylece de her yıl daha da değer kazanan genç ve asla yaşlanmayacak olan cumhuriyetimizin 84.yılı kutlaması için yapılan, bu seneki “fener alayı”nın ihtişamı yıllardır ulaşılamayan, heyecan verici bir seviyeye erişmiştir. Umuyorum ki, Türk milletin yazdığı(ve halen yazmakta olduğu), 84 yıldır süregelen bu destana layık bir abide oluşturan bu “fener alayı” ve gösteriler, dünyamıza Türk’ün, bulunduğu her noktadaki, bağımsızlığını ve gücünü bir kez daha göstermiş, buna şahit olan her dosta cesaret vermiş, vatanımıza ve milletimizin bütünlüğüne kasteden iç ve dış düşmanlarımızın akıllarını biraz olsun başlarına toplayıp, boşuna uğraşlarından vazgeçmelerini sağlamıştır..
“Fener alayı, tüm heybetiyle güzergahının sonuna yaklaşırken, hayret ve hayranlıkla açılmış gözlerin önündeki fenerler, kendilerini kavrayan, Türk milletin asil fertlerin kalplerinin en derinlerinde yatan bağımsızlık ateşinin en göze çarpan bir timsaliydiler adeta.. Bir zaman sonra, şehitlerimizin kanlarıyla meydana gelmiş, ay-yıldızlı al bayrakların önderliğinde başlayan yürüyüş, bu seneki hedefine ulaştı, fakat asla sona ermedi, ve daima payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti yaşadıkça, milletin yorulmaz ellerinde ve gönüllerinde her an tekrar olunacak ve ebediyete dek daim kalacaktır...”