KIZIL ELMA
Bölümler

 
  TÜRKÇE KONUŞ!!!
  Ana Sayfa
  "Kızıl Elma" Nedir?
  *Forum Kuralları*
  Forumlar
  Anketler
  Resim ve Fotoğraf Galerisi
  Bilgilendirme Servisi
  Faydalı Linkler
  Kimim Ben?
  Ziyaretçi Defteri
  Etkinlikler
  Günümüzde TÜRK Dünyası
  Canlı Tv-Radyo
  "SEVGİLİ" "KARDEŞİM"
-----HABERLER-----
Türkçe - İngilizce Sözlük
ç - ı - ğ - ö - ş - ü
Kelime:
Türkçe'ye İngilizce'ye


"EN"LERİN LİSTESİ

<
Forumlar
=> Daha kayıt olmadın mı?

FORUMLAR

UYARI:Eğer Internet Explorer dışında bir browser kullanıyorsanız foruma mesaj yazarken elimizde olmayan nedenlerden dolayı birtakım problemler yaşayabilirsiniz, demedi demeyin.. Bir şey daha var ki; forumlara üye olabilmek için formu doldurduktan sonra e-mail adresinize gelecek olan maildeki aktivasyon linkine tıklayarak üyeliğinizi aktive etmeniz gerekmektedir. (Forumlara yazı yazabilmeniz için üye olmanız gereklidir!!)

Forumlar - Genç Osman..

Burdasın:
Forumlar => Tarih => Genç Osman..

<-Geri

 1 

Devam->


Fatih_Admin
(şimdiye kadar 111 posta)
18.10.2007 19:05 (UTC)[alıntı yap]
GENÇ OSMAN DESTANI

…İran Şahı ve İranlılar tarafından yerli Müslümanlara, bunun yanında kutsal mekanlara da saldırıldığını öğrenen Sultan Murat, derhal Harp Divanı’nın toplanmasını ister. Bağdat Seferi için yeniçeri ve sipahilerden başka, gönüllülerin de sefere katılmasını emreder. Ve şöyle buyurur:

Ayrıca ulaklar salın her yere

Gönüllüler dahi gelsin sefere

Gönüllü olanlar bıyık burmalı

Öyle ki, üstünde tarak durmalı

Padişahın bu fermanına rağmen gönlü sefer aşkıyla yanan, 18 yaşında, üç aylık evli genç bir yiğit delikanlı, ne yapar yapar, adını gönüllü nefer olarak yazdırmayı başarır. Henüz bıyıkları dahi terlememiş bu delikanlı ile ilgiyi haber padişahın kulağına gider. Öylesine hiddetlenir ki, IV. Murat Han; “O söz dinlemezden ben hesap sorarım!” diyerek Otağ–ı Hümayun’a çağırtır körpe delikanlıyı. Huzura gelen Genç Osman’ı gören vezirler, az çok, akıbetinin ne olacağını tahmin ettiklerinden, “Eyvah! Bu tüysüz yiğide yazık olacak” diye üzülürler:

Osman otağ içre el–pençe divan

Gök gibi gürledi Sultan Murat Han

Bre bilmez misin eyledik ferman

Şol Bağdat üstüne gider olanda



Gönüllü olanlar bıyık burmalı

Öyle ki üstünde tarak durmalı

Bir pençe vuruşta kalkan kırmalı

Düşman üzere hamle eder olanda

Osman, kaşla göz arasında cebinden çıkardığı demirden tarağı bir vuruşta üst dudağına sapladı. Demir tarağın dişleri, körpe dudağına öyle saplandı ki, tarağın dibinden al kanlar damlamaya başladı. Osman, elleri göbeğinin üzerinde, göğsü kabarık, başı dik olduğu halde şöyle dedi:

Gündüz gece gönlü ayık Sultanım

Bin Bağdat şehrine lâyık Sultanım

İşte tarak, işte bıyık Sultanım

Ölürüm ben size keder olanda

Sultan Murat Han ve cümle hazır bulunanlar, bu durum karşısında fevkalâde müteessir oldular. Hayret ve memnunluk duygularını gizleyemeyen Sultan, bu yiğit genci ikram ve dualarla taltif ettikten sonra derhal Bağdat Seferi için ilerleyen öncü kuvvetlere Serdâr eyledi.

Genç Osman dediğin bir küçük uşak

Beline bağlamış ibrişim kuşak

Askerin içinde birinci uşak

Allah Allah deyip geçer Genç Osman



Genç Osman dediğin bir küçük aslan

Bağdat’ın içine girilmez yastan

Her ana doğurmaz böyle bir aslan,

Allah Allah deyip geçer Genç Osman



Bağdat’ın kapısını Genç Osman açtı,

Düşmanın cümlesi önünden kaçtı

Kelle koltuğunda üç gün savaştı

Allah Allah deyip geçer Genç Osman



Genç Osman, Bağdat kuşatmasında tam 40 gün cansiperâne çarpıştı. Ve kırkıncı gün Osmanlı sancağını surlara dikmeye muvaffak oldu; ancak, başını ve kollarını bu uğurda feda ederek... Savaş sırasında sancaktarlık yapan Genç Osman, kahramanca çarpışırken kollarını kaybeder. Buna rağmen sancağı surlara dikmek için son bir hamleyle atılır ileriye ama; kahpe bir kılıç darbesi, başını düşürür yere... Yaygın bir rivayete göre, kesik kellesini koltuğuna alır ve üç gün daha savaşır Genç Osman. Ve bir askerin kendisini görmesiyle şehâdet şerbetini içer... Son sözleri, vasiyetinin Sultan IV. Murat’a iletilmesiydi:

Sözümü iletin ol Murat Han’a

Din ve devlet için boyandım kana

Akşam sabah yolumu gözler

Bir taze gelin ile bir garip ana



Anam gözlemesin artık yolumu

İncitmesin benim körpe dulumu

Ak sütünü helal etsin oğluna

Böylesine arz eyleyin hâlımı



1638’de genel bir taarruzla fethedilir Bağdat. IV. Murat, İmam–ı Azam Ebu Hanife’nin ve büyük mutasavvıf Abdülkadir Geylani’nin türbelerini tamir ettirdikten sonra döner İstanbul’a. Tabii, kahraman Osman’ını da unutmaz. IV. Murat, hem Şehit Osman’ın hatırasına hem de Bağdat’ın fethi şerefine İstanbul’da bir köşk yaptırır. Adı, o gün bugündür, “Bağdat Köşkü” diye anılan mekan Topkapı Sarayı’nda bulunmaktadır.



Bütün konular: 103
Bütün postalar: 111
Bütün kullanıcılar: 5
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
Ne Mutlu TÜRK'üm Diyene!!!

 
  Hayatta yegane varlığım ve servetim Türk olarak doğmamdır!!!
 
Arama Motorları  
 
 
Gazeteler  
   
Hava Durumu  
   
Bugün 74 ziyaretçi (197 klik) kişi burdaydı!
' Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol